DOĞU PERİNÇEK İLE İHSAN ŞENOCAK KAPIŞTI

Doğu Perinçek’in tarikat ve cemaatlere karşı açtığı savaşa İhsan Şenocak’tan cevap geldi.

İşte Doğu Perinçek ile İhsan Şenocak’ı karşı karşıya getiren konu;

Doğu Perinçek: ‘Tarikatlar temizlenecek’ dedim, bakın temizleniyor

Independent Türkçe’ye konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 2014 yılında yapmış olduğu konuşmayı hatırlatarak “‘Türkiye’de tarikatlar temizlenecek’ dedim. Bakın temizleniyor” dedi.

Türkiye’de son süreçte cemaat ve tarikatlara yönelik algı operasyonları üzerinden karalama kampanyaları gerçekleştiriliyor. Özellikle bazı kesimler tarafından yürütülen karalama kampanyası çerçevesinde cemaat ve tarikatların toplum nezdindeki itibari zedelenmeye çalışılıyor.

Cemaat ve tarikatlara yönelik karalama kampanyaları dikkat çekerken Independent Türkçe’ye konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ilginç sözler sarf etti. 13 Mart 2014 tarihinde yapmış olduğu açıklamayı hatırlatan Perinçek, “‘Türkiye’de cemaatler, tarikatlar temizlenecek’ dedim. Bakın temizleniyor.” ifadelerini kullandı.

Doğu Perinçek’in Independent Türkçe’ye vermiş olduğu röportajdan ilgili bölüm şu şekilde:

-Tarikatlar konusunda ne yapılmalı?

13 Mart 2014 günü Silivri’den çıktığımda ‘Kınından çıkmış kılıç gibiyiz’ demiştim. ‘Türkiye’de cemaatler, tarikatlar temizlenecek’ dedim. Bakın temizleniyor. En tehlikeli cemaat temizlendi. Türkiye’de gericilik her zaman emperyalizmin kontrolünde olmuştur. Emperyalizmle iş birliği yapmayan bir gericilik bugün Türkiye’ye tehdit oluşturmaz.

Tarikatlara yönelik karalama kampanyasına İhsan Şenocak’tan tepki

Tarikat ve Cemaatlere yönelik başlatılan karalama kampanyasına tepki gösteren İhsan Şenocak, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Dr. İhsan Şenocak Hoca, tarikat ve Cemaatlere yönelik başlatılan karalama kampanyasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Tarikat ve cemaatlere yönelik karalama kampanyasında bulunanların milletin çocuklarının tekkelerden nefret etmesini istediğini ifade eden Şenocak, “Biliyorlar ki Tekke’yi tanıyınca artık kendilerinin müşterileri olmayacak. Millet putlardan kurtulacak. Akılları ve ruhları Batı’nın kölelerine hizmet etmeyecek” dedi.

“Allah Resulu Aleyhisselam’ın bütün bir cemiyeti kuşatan hayatının farklı cepheleri vardır. Bir cephesi Medrese, bir cephesi Tekke, bir cephesi de Camidir.” diyen Dr. Şenocak, “Efendimiz Aleyhisselam’ın ilim yönü Medrese’de, ibadet yönü Cami’de, takvası ise daha çok Tekke’de tezahür eder. Manevi bir neseple Allah Rasulü’ne ulaşan Alimlerimiz Medrese’de hem ferdin, hem cemiyetin, hem de devletin İslam’a göre nasıl teşekkül edeceğinin esaslarını okuttu. Fıkıh, Tefsir, Hadis gibi dersler yanında Edebiyat, Coğrafya, Mantık, Matematik ve diğerleri hep bu bağlamda okutuldu. İlim, insanın var oluş gayesinden koptuğu anda zehre döner. “İhya”ya memurken “ifsad” eder.” ifadelerini kullandı.

 

 

Akit’te yer alan habere göre İhsan Şenocak’ın sözleri şu şekilde:

 

‘İslam toplumunu tarih boyunca Cami, Medrese ve Tekke ayakta tutmuştur’

“İlmin mutlaka amel boyutu olacak. İnsan niçin dünyadadır? Neden yaratıldı? Eşya ile münasebeti nedir? Bu soruların cevabını bulamayan bir akıl, serseri bir mayından farksızdır. Akıl en büyük sual olan “Niçin yaratıldım?” terkibinin cevabını bulduğunda “ilim” onu “amel”e taşır. Amellerin en faziletlisi ise namazdır. Cami de öncelikle namazın karargahıdır. Medresede öğretilen, camide hayata taşınan hakikatin yalnız rıza-i ilahi için olma boyutu var. Bununla derinlemesine alakadar olan müessese ise Tekkedir. Tekke’de Allah Resulü (S.A.V)’ın zühd ve takvası anıtlaşır. Mümin Tekke’de daha çok bütün ibadetleri sadece Allah’ın rızasına nail olmak için yapma iradesini kuşanır. Tarih boyunca İslam toplumunu Cami, Medrese ve Tekke’den oluşan üç sütun ayakta tutmuştur.”

‘Emperyalizme karşı mücadelede Sufiler ön safta yer aldı’

“Anadolu Moğol ve Haçlı istilasıyla sarsılıp Medrese ve Cami viraneye döndüğünde Yunus Emre büyük bir Sufi olarak sahneye çıktı, yüreklere hakikat aşısı yaptı, sanki her mısrasıyla “İslam yenilmedi, yenilmeyecek, iradenizi kuşanın, küfrü yere sermek için ayağa kalkıyoruz.” dedi. Anadolu’ya ruh verdi. Emperyalizme Karşı Mücadelede Sufiler hep en Ön Safta Yer Aldı. Ümmet ve İslamiyet adına Sufilerin ne kadar büyük bir güç olduğunu gören Emperyalizme, gençliğin Tasavvufa yönelişin önüne geçebilmek için medyayı iftira ve yalan merkezi olarak kullandı, Tekkelere en çok iftira atanları en büyük gazeteci olarak ödüllendirdi. Tekkelerin Manevi mimarlarının hayatlarını en sefil insanların hayatına benzeterek sinemaya ve tiyatroya taşıdı. Yakın dönemde kaleme alınan romanlara bakıldığında oradaki Şeyh karakterleri, hep başkalarının malıyla geçinen, gözü başkaların kadınları üzerinde olan insanlar olarak anlatıldı. En iffetli insanlar, en iffetsiz müptezeller gibi gibi sinemaya taşındı. Bunların kitaplarından, dergilerinden, ekranlarından etkilenen ve Tekke’nin kapısından içeri girmekten imtina eden bir nesil yetişti. Haçlı çocukları bununla Yunus’tan intikam aldı.

 

 

‘İstiyorlar ki milletin çocukları Tekkelerden nefret etsin’

“Bu ifsad harekatını yönetenler perdenin arkasında… Sahnede görünenler ise onların zehirlediği hasta ruhlar. Hastaya kızılmaz. Hasta merhametle tedavi edilir. Biz perdenin arkasındakilerle hesaplaşacak, sahnedekileri ise İslam’la tedavi edeceğiz. Buna mecbur, buna memuruz. Asıl mesele bu tiyatroyu yazan insanlar… Onlar istiyorlar ki milletin çocukları diriliş üssü olan Tekkelerden nefret etsin. Gitmesinler, görmesinler ve tanımasınlar. Biliyorlar ki Tekke’yi tanıyınca artık kendilerinin müşterileri olmayacak. Millet putlardan kurtulacak. Akılları ve ruhları Batı’nın kölelerine hizmet etmeyecek.”

‘Onlar kendi varlıklarını Ümmet’in varlığına feda ettiler’

“Eğer gençler bunların menfi propagandasından kurtulup da Şeriat’a sıkı sıkıya bağlı bir tasavvufun dünyasına girerse orada Bediuzzaman, Mahmud Sami Efendi, Mehmed Zahid Kotku, Mahmud Efendi ve Muhammed Raşid Hazretleri gibi muhterem zatlar görecek. Medyada anlatılanlar ile Tekke’de ki gerçek hayat arasında gece ile gündüz kadar fark olduğunu idrak edecek. Onların dünyasında “dünya” diye bir dert olmadığını fark edecek. Onlar kendi varlıklarını Ümmet’in varlığına feda eden kahramanlar. Onlar bize Abdulhakim Arvasi Hazretleri gibi “Necip Fazıl” hediye eden büyük hocalar.”

Bunları da sevebilirsiniz