İslam düşmanlarının, Kurana saldırdıkları en önemli konulardan birisi de”KÖLELİK” mevzusudur.
Kölelik nedir?
Farklı milletler köleliği nasıl kullanmışlardır?
İslam köleliğe nasıl bakmıştır?
Kölelik, kısaca ifade edecek olursak, bir insanın hayatının, başka bir insanın elinde olmasıdır.
Başka milletler ve kültürlerde kölelik tam bir zulüm hayatıdır.
Sahiplerinin köleleri, ağır işlerde kullanması, aç bırakması, istediğinde öldürmesi sahibinin hakkıdır.
Dolayısıyla İslam dışı toplumlarda kölelik tam bir vahşet hayatıdır.
Bu durum tüm tarihçilerce bilinen bir gerçektir.
İslam’a gelince,
İslam kölelik kurumuna nasıl bakmış.
Kabul mü etmiş, red mi etmiş.
Kölelerin hukukunu nasıl belirlemiş?
İslam bütün insanların doğuştan hür olduklarını, kula kul olmanın aşağılık bir durum olduğunu, insanların sadece Allah’a kul olmaları gerektiğini belirtmiştir.
Yani köleliği reddetmiş, ancak “Kölelik hukukunu da” ortaya koymuştur.
Bu nasıl oluyor?
İlk bakışta tezat gibi görünüyor.
Olmayan bir şeyin hukuku mu olur?
Kölelik, tek taraflı olan bir şey değil.
İslam dışı toplumlarla bağlantılı bir konu.
Mesela şöyle;
Tekrar ediyorum.
İslam köleliği ,insan onur ve haysiyetine yakışmayan bir durum olarak değerlendirir.
Onun için köle azad etmeyi yüce bir ibadet olarak ifade eder.
Kölelere insan gibi davranın, yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, der.
Onlara gücü yetmeyecek işleri yaptırmayın der.
Onları sakın döğmeyin, onlara zulmetmeyin, der.
Parası olan mü münlere, başkalarının kölelerini satın alıp özgürlüğüne kavuşturmalarını tavsiye eder.
Yanlışlıkla bir adam öldürenin, günahtan kurtulması için bir köleyi azad etmesi gerektiğini belirtir.
Bu şu anlama gelir;
Köle ölü gibidir. Bir insanı öldürmüşsen, bir ölüyü özgürlüğüne kavuşturarak dirilt.
Peki İslam köleliği niçin kesin olarak kaldırmamıştır?
Bunun en önemli sebebi savaşlardır.
İslam düşmanlarıyla meydana gelen bir savaşta, her iki taraf da karşı taraftan esirler alır.
Aldığınız esirler, verdiğiniz esirleri kurtarmak, düşmana şartlarınızı kabul ettirmek için bir koz’ dur.
Yani kendi insanlarınızı kurtarmak için savaş meydanında esir almak zorundasınız.
İşte köleliğin doğuşunun en önemli sebebi budur.
Esir erkekler köle, esir kadınlar cariye hukukuna tabidir.
Bu esirler(köleler)imkanları müsait olan kişilere veya kurumlara dağıtılır.
Hür insanların şahsiyetine uygun bir atmosfer ve şartlarda çalıştırılır. Sadece hürriyeti sahibinin elindedir.
Diğer milletlerde, bu esirlerin(kölelerin)hiç bir hukuku, hakları yoktur.
İslam ise bu mecburi köleliğe bir hukuk tesis etmiştir.
Yani köleleri insani bir statüye kavuşturmuştur.
Şimdi bu konuda bir kaç ayet ve hadise göz atalım.
“O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek. Veya açlık gününde yakını olan bir yetimi veya aç açık olan bir yoksulu doyurmaktır.”
El Beled Suresi.
Ayet,11,12,13,14,15,16.
“Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azad etmesi, ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir.”
Nisa suresi.
Ayet 92
Bunlar gibi, köleleri özgürlüğüne kavuşturmaya bizi teşvik eden çok sayıda ayet var.
Hadislere gelince…
Bu konuda peygamber Efendimizden rivayet edilen o kadar çok hadis var ki..
Buraya iki tanesini alıyorum.
“Kölesine kötü davranan kişi cennete giremez”
Tirmizî, ibni Mace
Kudsî bir hadis
“Allah buyurdu ki.
Kıyamet gününde ben şu üç gurup insanın hasmıyım.
– Benim adıma and içtikten sonra, sözünden cayan,
– Hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen,
– Ve ücretle bir işçi tutup, işini gördükten sonra, parasını vermeyen kimselerin.” Buharî