Muhaliflerin Saflar Netleşiyor

Ak Parti İçerisindeki Muhalif Grup Kolları Sıvamış Yeni Parti Hazırlıkları Yaparken, Ak Parti İçinden, Onları Haklı Gören Ve Onlara Destek Verebilecek Kişilerde Yavaş Yavaş Net Olarak Kendilerini Göstermeye Başladılar.

Ak Parti Manisa Eski Milletvekili Selçuk Özdağ’ın Davutoğlu İle İlgili Yaptığı Değerlendirme Bunun Açık Örneklerinden Birisi.

Eleştiriden korkmamak lazım, doğru, yol gösterici eleştiri bize göremediklerimizi gösterir. Bugün devlet yönetmek eskisi kadar kolay değil. İç dengeler, dış dengeler, entrikalar, çıkar çatışmaları tek akıl ve tek göz ülke meselelerini kavramaya yetmez. Eşya ve olaylara mümkün olduğu kadar çok akıl ve çok gözle bakmak lazım. Birinin göremediğini mutlaka bir başkası göreceği için ortaya daha iyi, daha kuşatıcı bir yönetim çıkar.

Sn Davutoğlu da bunu yaptı. Gördüğü hataları,eksikleri son derece saygılı bir üslupla dile getirdi. Bu tip değerlendirmeler olayların yoğunluğu, çıkar guruplarının engeli yüzünden görülemeyenleri gösterdiği için takdirle karşılanması gerekir. Tam tersi oldu, foyası meydana çıkmaktan korkanlar her zamanki nobran, kaba, çıkarcı üslupları ile saldırmaya başladılar. Davutoğlu’nun tespitlerini tartmak ve değerlendirmek yerine onu suçlayan, itibarsızlaştıran bir üslubu tercih ettiler. Bu şu anlama geliyor, hiç biriniz konuşmayın, eleştirmeyin, yol göstermeyin bırakın bu şekilde devam etsin.

Bu aşağılayıcı, vefa ve hukuk tanımayan üsluptan sonra  insanlar hakkı, hakikati söylemeye cesaret edebilirler mi?

Her şeyden önce şunu bilmek lazım, hakkın ve milletin hatırı herkesin hatırından yüksektir. Söz konusu Allah’ın rızası ve milletimizin menfaatleri olursa kimsenin sözüne bakılmaz, doğru neyse o yapılır.  Her şey iyi ve güzelse bu kriz niye?  İnsanlar niye bu kadar hallerinden şikayet ediyorlar. Halkın halini görmeyen zamanı gelir vatandaş tarafından da görmezden gelinir. Şu seçimde alınan sonuç bunun ilk işaretleri değil mi?

Öyle bir noktadayız ki susmak ihanettir. Konuşmak en azından yarın biz görevimizi yaptık rahatlık ve huzurunu verir.Söz zamanında söylenirse değerlidir, işte bu an o andır. Sözün söylenmesi, uyarıların yapılması gerektiği an.

Olaylara dost- düşman zaviyesinden bakanlar her pozitif eleştiriyi hainlik veya vefasızlık olarak görebilirler. Bu doğru bir yaklaşım değil, gerçek dostluk sonu ne olursa olsun hakikati söylemektir.Bugün kızgınlıkla karşılanan yarın zamanı geldiğinde takdir ve tahsinle karşılanır. Davutoğlu’na saldıranlar arasında AK partiye hizmet ve entelektüel kalite ve kalibre bakımından Davutoğlu ile yarışabilecek tek bir kişi çıkar mı? Dedikodu ve küfür yazarlığının ötesine geçmiş kaç kişi var? Bugüne kadar AK partiye faydalı olacak ne yaptılar?  Bir kişiyi parlatmak için geriye kalan herkese hakaret etmek, aşağılamak mı gerekir? İnsan kendi meziyet ve yetenekleri ile büyür, başkalarının  pohpohlamaları ile değil.

Davutoğlu,

CB sistemini gözden geçirin,

 Bu ittifak bize yaramadı bir defa daha düşünün,

Yargı bağımsızlığını, kuvvetler ayrılığını sağlayın,

Adil olun, partiyi çıkarcılara teslim etmeyin,

Çoluk çocuğunuzun hırslarını dizginleyin,

Doymayı bilin,

Devlette liyakati esas alın,

Meclisi güçlendirin,

 Vefalı ve ahlaklı olun,

İstişareyi terketmeyin,

Kucaklayıcı, bütünleştirici bir dil kullanın,

Kibri bırakın, mütevazı olun, diyor.

Bunların hangisi yanlış. Kibirli olun, çalın, liyakate önem vermeyin, adaleti bırakın, zulüm edin mi demeliydi?

Sorun, birbirimizi dinlememek ve her eleştiriyi düşmanlık gibi görmektedir. Hayır, ne düşmanız ne de kimsenin kötülüğünü istiyoruz. Ülkemizin daha iyi yönetilmesini, partimizin hatalarını görmesini, insanlarımızın mutlu ve huzurlu olmasını istiyoruz, bunun neresi yanlış?

 

 

Bunları da sevebilirsiniz