“Ölümlü yer”, İkinci Anafartalar Zaferi

Barış günlerinde, değil günlerin ayların bile önemi olmayabilir. Ancak savaş günlerinde durum hiç de öyle değildir; hayatın, zamanın değeri saniyelerdedir, şehit sayısının binlerle ifade edildiği birkaç gündedir. 10 Ağustos 1915’te Conkbayırı Muharebesi kazanılır ancak İngiliz, inatla savaşı sürdürmek niyetindedir.

“İngilizler 15 Ağustos günü Kireçtepe yükseklerini denizden ve karadan her çeşit silah ateşiyle dövdükten sonra Arslantepe’ye karşı saldırıya geçtiler… Burada küçük bir kuvvetimiz vardı. Tümen komutanının çok geride olması yüzünden haberlerin geç alınmasından, Arslantepe’ ye zamanında kuvvet gönderilemedi. Kanlıtepe de düştü… Mustafa Kemal yerinde duramadı. Turşun köyüne, 5. Tümen komuta yerine gitti. Buradan 5. ve 9. Tümenlerden kuvvet göndererek Kanlıtepe’yi geri aldırttı ve tehlikeyi önledi. Burada 17 tabur kuvvete varan İngiliz tehlikesi söndürülmüş oldu.”**

Mustafa Kemal, bununla da yetinmez. Birliklerin ön çizgilerine gitmek ister. “İleri sürdüğü öğeler”** iki düşman torpidosunun yaptığı ateşler yüzünden bir sırtın başındaki yolda tıkanıp kalmıştır. Mustafa Kemal, “Savaşta yağan mermi yağmuru, o yağmurdan ürkmeyenleri, ürkenlerden daha az ıslatır.”** der ve “ bu ölümlü yeri”** sıçrayarak geçer. Peşinden de “kurmay başkanıyla buyruk subayları ve askerler”** geçerler. Karşı taarruzumuzla bu mevziler geri alınmıştır. Çarpışmaları 161 râkımlı tepeden yöneten Mustafa Kemal, 5. Tümen Karargâhı’na geldiğinde, “Tümen Komutanı Yarbay Wilmer’e, kendisinin muharebe meydanına geldiğinin kıtalara bildirilmesine dair emir yazılması”* nı ve bu emrin kıtalara ulaştırılmasını söyler. İngiliz, ertesi gün takviyeli kuvvetlerle yeniden taarruz eder. Bu taarruz da 5. Tümen’e bağlı alayların karşı koyması ile püskürtülür, düşman ağır kayıp verir.

Peş peşe yenilgiye uğrayan düşmanın İngiliz Generali Hamilton, durumu Londra’ya rapor eder. Şöyledir raporda yazılanlar: “Üzülerek söylemeliyim ki, Türkler bizim bazı yeni birliklerimiz üzerinde manevi üstünlük sağlamışlardır. Dolayısıyla eğer Çanakkale seferi çabuk ve başarılı bir sonucu ulaştırılacaksa bana büyük çapta yardımcı kuvvetler gönderilmelidir… İyi komuta edilen ve cesaretle savaşan Türk ordusunun karşısındayız!”*

Mustafa Kemal de Anafartalar Grubu’na bağlı birliklere şu emri verecektir: “… Anafartalar Grubu, karşısındaki düşmanı sarsacak, amaç olarak tümünü denize dökmek üzere hareket edecektir. Komutan ve subaylarla erlerin söz götürmez fedakârlıklarıyla bu amacın elde edileceğinden eminim.”*

Mustafa Kemal, cepheyi yeniden tetkik eder ve yeni bazı düzenlemeler yapar.

21 Ağustos sabahı, yani İkinci Anafartalar Muharebesi öncesi, Mareşal Liman von Sanders, Çamlıtekke’deki Anafartalar Grubu Komutanlığı Karargâhı’na gelir ve Mustafa Kemal’le görüşür. İngilizler, öğleden sonra 7. ve 12. Tümenler cephesine topçu ateşiyle taarruza geçerler. Topçu ve piyadelerimiz de karşı ateşi başlatırlar. Askerlerimizin süngü hücumu ile “Yusufçuk, İsmailoğlu, Kayacıkağılı tepeleri”* nden düşman, ağır kayıplar verdirilerek püskürtülür. Muharebeyi her yönüyle yöneten Mustafa Kemal’dir.

İngilizlerin taarruzları artık başarıdan uzaktır ancak devam ederler. Hedefleri Bombatepe’dir. 500 kadar Anzak tarafından yapılan saldırı, Kayacıkdere vadisinden yapılan yan ateşle karşılık görür. Düşman askerlerinin hepsi öldürülür. Türk askerleri Bombatepe konusunda ısrarcı olmuşlardı çünkü bu küçük tepe hem “Arıburnu ile 9. Kolordu arasındaki bağlantıyı sağlıyor hem de Azmakdere vadisinden Türk hatlarına kadar görüşü sağlıyordu.”**

Mustafa Kemal’in, 21 Ağustos muharebeleri için yaptığı yorumdan bazı notları verelim: Düşman, en az biri taze olmak üzere üç tümenle taarruz etmiştir. Amaçları, Arıburnu Grubu Cephesi’ni yarmak ve doğuya ilerlemektir. Bu uğurda, İngiliz asilzadelerinden oluşan Norfolk Taburu’nu da feda ederler. Düşmanın en kalabalık şekilde hücum ettiği cephe 12. Tümen cephesidir. Askerimiz de hücumları “göğüs göğüse, süngü süngüye” karşılamış ve zafer kazanılmıştır.

Yazımızı, değerli yazar, asker ve fizikçi Erol Mütercimler’in yorumuyla sonlandıralım.

“Bu muharebelerde de Mustafa Kemal’in komutanlık niteliğinin öne çıktığını görüyoruz. Daha önce de olduğu gibi önsezisi ile 6. Tümen’i Turşun dolayına, ileri alacağını söyleyip, cephe emirlerini yazdırırken İngiliz taarruzu başlamıştır. Saldırının başlamasıyla yedekleri harekete geçirmesi, olayların gelişeceği noktaları sezinleyerek buralara sürmesiyle rastlantılara egemen olması, askerî tarihçilerce iyi bir taktisyen olarak değerlendirilmiştir.”**

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “rastlantıya egemen olan” bu gücün eseridir. “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine, bu, rastlantıya egemen olan o güçle ulaşılmıştır. Bu gücün dayandığı aklı; emperyalizmin oyunlarına gelmeden, bir an önce hayatımıza sokmalı ve siyasal İslam denilen din dışı, akıl dışı ve çağdışı uygulamaların toplumumuzu yönetmesine artık dur demeliyiz.

İkinci Anafartalar Zaferi’nin 106. yılı kutlu olsun.

Canan Murtezaoğlu

Bunları da sevebilirsiniz