Hatay’da 34. Gün

Depremin ilk günlerinden beri gönüllü olarak faaliyette bulunduğum ve ikinci memleketim haline gelmiş Hatay… Her zerresine gönül bağladığım, unutmamın mümkün olmadığı her şeyimle kucak açtığım ve her şeyiyle bana kucak açmış olan Hatay…
Aylar önce biri çıkıp da bana “bir yere gideceksin, orada hem öğretmen hem psikolog hem mağaza görevlisi hem market çalışanı hem çöp toplayıcı hem afetzede olacaksın hem de oradan ayrılmayı istemeyeceksin” deseydi kesinlikle inanmazdım. Fakat hem bunların hepsi hem de daha fazlası olup daha da fazlasını yapamadığım için üzüldüm.
Gönüllü olmanın gönül bağlamak anlamına geldiğini burada yediğim tek lokma ekmeği hak ettiğimi hissetmek için çok çabalamam gerektiğini öğrendim.
Su ve yemek olmadan, günlerce duş alamadan hatta günlerce ellerimi yıkayamadan yaşayabileceğimi öğrendim. Günlerce üzerimde duran kaskatı olmuş her türlü kokunun karıştığı kıyafetlerle gezebileceğimi, tuvalet ihtiyacımı karşılayacak bir yere sahip olmadan da ihtiyaçlarımı karşılayabileceğimi öğrendim.
Tabii, bu öğrendiklerim bana özel şeyler değildi. Burada bulunmuş ve de bulunan her gönül vermiş gönüllünün öğrendiği şeylerdi.

Koca koca binaların korkunç hallere geldiğini gördük ve insan olarak aciziyetimizi fark ettik. Bir olmazsak bir şey olmadığımızı fark ettik. Ölümlü bir dünyada olduğumuzu fark ettik. Her şeyimiz varken bir anda hiç bir şeyimiz olmadan kalabileceğimizi fark ettik.
Her birimiz travmatize olduk, yine de dur durak bilmeden çalışıyoruz çünkü büyük bir amaca hizmet ettiğimizin farkındayız.
Böylesine büyük bir afet karşısında milletçe birlik olduk ve hep beraber üstesinden gelmek için ellerimizden gelen her çabayı gösteriyoruz.
Fakat, burada emek veren her bireyin ve depremzede her bireyin psikososyal bilgilendirilme ye ihtiyacı var. İnsanlar nasıl davranacaklarını ve yaşadıkları hislerin normal olduğunu bilmiyorlar. Ebebeynler çocuklarına ne diyecekler? Nasıl davranacaklar? Depremzedelere bizlerin yaklaşımı nasıl olmalıdır? İşte tam da bu noktada büyük bir bilgi eksikliği mevcut. Bu bilgi eksikliği belirsizliği belirsizlik ise kaygıyı ve suçluluk duygusunu beraberinde getiriyor.
Psikososyal destek ihtiyacı sadece çocuklara ait değil depremzede yetişkinlerinde, burada çalışan bütün ekiplerinde ihtiyacı.
Ve bu ihtiyaç uzun süreli en az 1-2 sene sürecek bir ihtiyaç. Ayrıca sadece deprem bölgesinde kalanların değil burada

bulunup daha sonra evine dönmüş gönüllülerin ve depremzedelerinde ihtiyacı.
En kısa zamanda yaralarımızı sarmanın ve daha güçlü şekilde ilerlememizin dileğiyle, 34.günden selametle…
Psikolog Meliha Aysun Kozal

Bunları da sevebilirsiniz