Musa Uzunkaya dan Mana yüklü bir kandil mesajı

ALLAH’IM!..
EY YÜCELER YÜCESİ OLAN
RABBİMİZ !…

Ya Rab!.. Bizleri, 1441. Hicri yılın RECEB-İ ŞERİFİ’nin 26. gününe,
Hz. Muhammed Mustafa ( sav) Efendimizi MİRAC’la şereflendirdiğin böyle muazzez bir güne, onun sabahına, sayısız lütuf ve tecellilerinin cereyan ettiği gecesine kavuşturdun.
Sana nihayetsiz hamd-ü senalar olsun!
Ya Rab! Yetmiş yıllık ömrüm , okuduğum islam ve insanlık tarihi çerçevesinde, Hz. Adem’den günümüze bu derece tüm dünyayı ihata eden bir hastalık, felaket, korku, endişe ve panik yüzünden insanların evlerinden çıkamaz , ölenlerine dini vecibelerini dahi yapamaz hale düştüğü, kişinin dünyadayken annesinin, babasının, kardeşinin, evladının, eşinin, can ve cananının dahi cesedinden, soğuk yüzünden mahrum bırakıldığı böyle bir felaket yaşanmadı, duymadım, okumadım, görmedim!.
Ya Rab!… İmtihanımızı kolaylaştır, bizleri dünyada ve ukbada maruz kalabileceğimiz her tür afat ve musibetten muhafaza buyur!..
Rabbimiz, sen Kur’anında şöyle buyuruyorsun;
“ Ve ma kanellahu, li yuazzibehüm ve ente fihim,
ve ma kane’llahu muazzibehüm ve hum yesteğfiruun!..”
“ Halbuki sen onların içinde iken Allah onlara azap etmez. Onlar (tövbe ederek) bağışlanma dilerlerken de elbette Allah onlara azap edici değildir!..”
( Enfal.33)
Rabbimiz artık Peygamber filen ve sünnetleriyle de aramızdan adeta çıktı, çıkarıldı, onu sözde ulemamızla bile hayatımızdan uzaklaştırdık, bu şenaati işleyenlere alkış tuttuk, ekranlardan ihtiram sunduk.
Elimizde kalan, samimi ve içten gelen, bir daha dönülmemesi arzulanan tevbe-i nasuhu da terkettik! Ya Rab!.. belli ki azabı da hak ettik!
Sen bizi hak ettiğimize değil, senin şanına uygun rahmet ve merhametine nail eyle!
Senin kerimine, lütfuna ve bağışlamana muhtacız!
Acziyetimiz, zenbimiz, dağlar kadar çoğalan isyan ve kabahatlerimizle değil, “ … benim rahmet ve merhametim her şeyi kuşatmıştır!..” müjdenle bizleri tebşir eyle Allah’ım!..
Bugün, başta MİRAC HADİSESİ’nin cereyan ettiği en kutsal mekanlar olan Mekke’deki MESCİD-İ HARAM, KUDÜS’teki MESCİD-İ AKSA olmak üzere, Medine’deki MESCİD-İ SAADET ve dünya coğrafyasındaki hiç bir MESCİD ve CAMİ’de toplu ve adeta ferdi de olsa namaz kılınamaz, ibadet ve taat arzedilemez hale gelinmişse;
Ya Rab! Bu musibete her ne sebep olmuşsa onları ortan kaldır, zalimleri helak eyle!
Bizi, senin yine Yüce kelamında buyurduğun gibi;
“ Vetteku fitneten, la tusibe’n-nellezine zalemu minküm hassa, va’lemu enn’ellahe şedidu’l-‘ikab!”
“ Ve öyle bir fitneden sakının ki, içinizden yalnız zulüm yapanlara dokunmakla kalmaz. ( hepinizi toptan helak eder) Ve bilin ki, Allah’ın cezası şiddetlidir!”
( Enfal.25),
Rabbimiz zalimlere ses çıkarmadık. Dünyanın gözü önünde icat edilen ölüm makinalarını, kobaylar gibi üzerlerinde denendiği mazlum sabi, kadın-erkek, çoluk-çocuk, genç-ihtiyar demeden bi günah mazlumların gözlerimiz önünde ekranlarda seyrettiğimiz ölümlerine sessiz ve bigane kaldık. Hatta çok kere, güçlüdür diye bu zalimlere korkumuzdan destek çıktık. Bu destekçilerin çoğu şu anda senin beytinin hamisi olduğunu, HADİMU’L- HARAMEYN ( MEKKE ve MEDİNE) ile oradaki MESCİD’lerin hadimi olduklarını iddia edenler, Hz. Muhammed’in hayat tarzı ve sünnetlerine savaş açanlar, hadim olma gücünü küfre hizmet olarak ortaya koyup, gerekli imkanları hazırlayamadıkları için adeta müslümanları Hac ve diğer ibadetlerden men edenler, ehl-i salibe ve büyük şeytana esir olanların esaretinden, bu mübarek beldeleri sen kurtar!
Canibinden ilahi ordularını sen gönder!
“ Şimdi ise Allah’ın kendilerine azab etmemesi için neleri var ki?..Oysa, MESCİD-İ HARAM ( KABE) den men ediyorlar. Üstelik onun hizmetine ehil kişiler de değiller. Çünkü onun hizmetine ehil olanlar ancak muttakiler ( Başkalarından değil, sadece Allah’tan hakkıyla korkanlar)dır. Lakin çoğu bunu bilmezler…”
( Enfal.34)
Ey Rabbimiz Kabe’yi, Mescid-i Saadeti, Peygamberimizin miracıyla şereflenen MESCİD-İ AKSA’yı şu en muzdar olduğumuz günler, güçsüzlük ve acziyetimizin en doruk noktada farkında olduğumuz saatler hürmetine,
feryatları arşa yükselen açlık, kıtlık sefalet içerisinde gökten rahmet yerine bomba yağan topraklarını, yurt ve vatanlarını terke mecbur olan mazlumlar hürmetine sen kurtar bu diyarları ve bütün sana kulluk aşkıyla yanıp tutuşanları!..
“ Nur istiyoruz biz,
sen yangın veriyorsun,
Yandık diyoruz,
Boğmaya kan gönderiyorsun!” diyen şairin
M. Akif Ersoy/ SAFAHAT)
feryadına bizi yeniden düşürme Allah’ım!..
“ Suç başkasınındır da,
Niçin başkası mahküm?!.”
( Safahat)
dedirtecek zulme, haksızlığa hiç birimizi ortak kılma Allah’ım!..
Başta deprem, sel, yangın açlık, kıtlık, kuraklık, semavi, arazi, dünyevi, uhrevi, maddi, manevi, enfusi, harici, insi ve cinni her türlü afat ve musibetlerden bizleri sen koru Allah’ım!
Aklın ve hafsalanın alamayacağı bilinen ve bilinmeyen, bugüne kadar yaşanmış yaşanmamış her tür hastalık ve elemden biz günahkar mü’minleri sen koru!
Günah ve isyanlarımıza bakma! Bizi eksik ve kusurlu amellerimizle değil, senin şanına yaraşır lütuf ve kereminle mükafatlandır, her tür afat ve hastalıktan sen koru!
Rabbim ; iliklerim, vücudumu meydana getirdiğin tüm hücre ve atom zerreciklerine kadar bütün varlığım ve samimiyetimle sana dua ediyorum ve yalvarıyorum;
İnsanlığı kendi şeytani düzen ve çıkarları adına, senin vahyin Kur’an’ın hilafına, ister siyonist emellerin tahakkuku, isterse büyük şeytan ABD’nin kendi çıkarları adına dünyayı yok etme hesapları,
ister bir başka zalim ülkenin ve yöneticisinin hain arzularının tahakkuku için olsun, KORONA VİRÜSÜ denilen bu habis ve tüm insanlığı tehdit eden BİYOLOJİK SAVAŞI kim ve kimler başlattıysa, bu virüsü kimler insanlığı imha için ürettiyse,
YA RAB! YA RAB! YA RAB!..
Sen bu MİRAC GECEMİZ ve bu gecede senin kutlu misafirin olan AZİZ VE UFUK PEYGAMBERİMİZ HAZRETİ MUHAMMED hakkı için, ibadet ve sana secdelerden mahrum bırakılan
BEYTULLAH’IN,
MESCİD-İ AKSAN ve
MESCİD-İ SAADET
ile, tüm ibadetten mahrum kalan mabetler hakkı için,
bu gece ve bundan sonra bu zalimleri,
zulümlerine ortak ve destek olanları Sen,
evet Sen!..
KAHHAR İSMİ ŞERİFİN,
duası makbul diller ve gönüller hürmetine,
bütün mazlumların ahı ve feryadı hürmetine
KAHRET ALLAH’IM,
KAHRET ALLAH’IM,
KAHRET ALLAH’IM!….
Müminler ve mazlum olan tüm insanlığa inayet ve keremini ;
LÜTFET ALLAH’IM!
LÜTFET ALLAH’IM!.
LÜTFET ALLAH’IM!….
Ülkemizi,
bilad- ı İslamiye
ve mazlum coğrafyayı bu virüs belasından
ŞAFİ İSMİN HÜRMETİNE
SEN KORU ALLAH’IM!…
Amin, amin, amin!…
Ve selamun ale’l-Murselin!..
Ve’l- hamdu lillahi Rabbi’l-alemin!…
Beş vakit namazımız MİRAC,
Mirac’ımız da cennet ve cemalullah olsun!
Allah bu duamıza candan amin diyenleri iki cihanda da aziz eylesin!..

Musa Uzunkaya

Bunları da sevebilirsiniz