Neden İş Sağlığı ve Güvenliği?

Çalışmak; yaşamak, gelişmek ve kişisel gereksinimler için zorunludur. Fakat bu zorunlu uğraşlar, çalışanların sağlığı ve onların tüm çevresi için küçük büyük tehlikeler yaratabilir. Yeterli korunma araçlarıyla, sadece çalışanların sağlığı değil aynı zamanda sanayi çevresi ile yakın ilişkili çevre de zarardan korunmuş olur.

Yaşama hakkı, diğer bütün hakların da kullanılmasına imkân veren en temel haktır ve birinci derecede güvence altına alınmalıdır. Bu anlamda, yaş, cinsiyet, ırk ve meslek farkı gözetilmeksizin herkesin yaşama hakkı en yüksek düzeyde garanti altına alınmalıdır.

Sağlık, her şeyden önce bireylerin ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi nitelikli temel haklarının başında gelen temel bir insan hakkıdır. Sağlığın en yüksek düzeyde elde edilmesi, sağlığı korunacak kişiden başlayıp ve en üst düzey yöneticiye kadar birçok kişinin görev aldığı ve sorumluluk taşıdığı bir yönetim sistemini gerektirmektedir.

 Sağlık kavramı, yaşanan çevreye organizmanın uyumunu ifade etmekte ve günümüzde sadece hastalık ve sakatlıkların yokluğu değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik durumu biçiminde tanımlanmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğinin önündeki engelleri aşmada öne sürülen önemli yaklaşımlardan biri iş sağlığı ve güvenliğini, yönetimler için bir maliyet unsuru olma düşüncesinden çıkarıp bir verimlilik unsuruna dönüştürmektir. Yakın zamana kadar ekonomik önemi fark edilmeyen işte sağlık ve güvenliğin iyi bir şekilde sağlanması, verimliliği ve kaliteyi arttıracağından, işletmeler için daha büyük rekabet gücü demektir.

Bu açıklamalar doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliği; işin yürütülmesi sırasında doğan sağlığa zarar verecek koşullardan ve güvenliği tehlikeye düşürecek durum ve davranışlardan korunmak, üretimin devamlılığını sağlamak ve verimliliği arttırmak amacıyla yürütülmesi gereken sistemli çalışmalardır.

 

Bunları da sevebilirsiniz