VE GEÇ DEĞİL!  “Yaşamın Anahtarı”

 
 
“Aylardan 2020 Ağustos ve biz bu virüs ile  yaşamayı öğrenmeye başladık. Sadece yaşamayı öğrenmek değil aslında yaşamın kıymetini, anlamını anladık. Uğruna uğraştığımız çoğu şeyin ne kadar boş olduğunu, elde ettiğimiz birçok şeyin bizi koruyamadığını öğrenirken çok önemli birşeyi hatırlattı bize bu virüs!”
 
2020’ye çok sevdiğim kuzenimin 2 yıllık yaşam mücadelesinde hep yanında olurken, doğum günüm 5 ocakta vefatı ile başladım. Küçük çocukları geride kalırken gencecik bir kadının gitmesini kabullenmek ve bu durumu çocuklarına anlatmak zordu ve neden çaresi yok diye gece gündüz düşünüp kabullenmek istemezken birden bire dünyada yaşanan afetler peş peşe gelmeye başladı ve bir hastalık tüm dünyayı sardı…
 
Bu sefer bir kişiyi kaybetmenin üzüntüsü değil de tüm sevdiklerimizi kaybetme korkusu, endişe ve panik içinde ki hallerimiz ile herkesin hepimizin ruhsal durumlarıda bozuldu.
 
Hatta iyiki kuzenim hastayken bu günleri görmedi, şanslıydı dediğim bile oldu.
 
Birbirimizi korumak için, kaybetmemek için zaman zaman istemsiz çıkışlar, baskılar, akabinde çevremize karşı tavır tutum bozuklukları ve her kafadan çıkan sesler ile gereksiz kalp kırmalar yaşadık hepimiz. 
 
Aylardan 2020 Ağustos ve biz bu virüs ile  yaşamayı öğrenmeye başladık. Sadece yaşamayı öğrenmek değil aslında yaşamın kıymetini, anlamını anladık. Uğruna uğraştığımız çoğu şeyin ne kadar boş olduğunu, elde ettiğimiz birçok şeyin bizi koruyamadığını öğrenirken çok önemli birşeyi hatırlattı bize bu virüs!
 
Virüse karşı mücadelede; temizliğin yanı sıra  mutlu olursak bağışıklılığımızın daha iyi olacağını, mutlu olursak iştah düzenimizin iyi olup vücut direncimizin artacağını böylece virüsü daha kolay yenebileceğimizi söyledi doktorlar. Bizlere mutluluk aşılamaya çalıştılar…Hastanelerde dans eden sağlık görevlileri, evlerinde oynayan insanlar gibi..
 
Bize hatırlatılan bu virüs vesilesi ile neydi?
Bir mesaj vardı yukardan! 
“Sevgi” idi!
Daha doğmadan anne karnında ilk oluşan minik kalbimiz ve doğarken bize verilen tek sermaye sevgimiz değil miydi? 
O kadar kıymetli ki! Onu büyütebilecek insanlarla paylaşmak ve çogaltabilmek esas görevimizdi çünkü ancak ilk önce birbirimizi severek sonra doğayı, hayvanları severek ve gelecek nesile bu sevgiyi öğreterek dünyayı da sevip koruyabilirdik! Yaşamın anahtarı buydu. Ve o anahtarı kırmamak önemliydi! 
 
Ve geç değil sevmek, sevilmek “Sevgiyi” paylaşmak, yardımlaşmak ve yaymak için. 
Fark edebildiysek ne mutlu bana, bize, hepimize. Sevgide birleşen gönüller olarak çoğalmak dileğimle…
 
Yeşim Sarıtaş

Bunları da sevebilirsiniz